25 Haziran 2014 Çarşamba

Canım Kadınlığım..

Binlerce yıldır direnen,hep içgüdüyle, elinle yemekler yapıp,sıcak tuttuğun kalbinle doyuran,bi gün anne,bi gün kız çocuğu,tam gün bütün olan,tek arzusu bütün olmak olan kadınlığım.Benim hep almak isteyip hep veren,bıçaklanan,öldürülen,yaralanan,''sen sus''lara dayatılan yanım.

Tanrı yanını açıp, göğsünde dolup taşan ışıkla,hep beslensin istersin ya sen,dersin ya ''ne olur sanki bu da iyilik olsun denize atalım'' Kim bilmezse kim bilirdi devamı? Bir insan bilmezse diğer insan bilir;çünkü  insan hem balık hem halik.Çünkü insan hem var,hem yok,çünkü insan hem ak,hem kara.Bilemezsin kim emiyor ışığın memelerinden,bilemezsin kim karanllığın dört yollu bekçisi. Bilsen alim olursun ,kadın değil.
,
Canım yanıyor a canım.Gurur denilen şeyi ,belki biraz da ego(evlerden ırak),içinin ışığına tutup kararttın ya demin,ah çocuklar ağlıyor bütün arka bahçeli evlerin,bahçelerinde.Karar, karanla birleşmiş tutuyor bileklerinden,sen dün nereye koştun bugün nereye yürür o zehir güneş,o zehir zifir gözlerin?Yakarlar derlerdi inanmazdın ya hani,iyi ettin de inanmadın körden yalanlara.Yakan yanar ,bilmezdi onlar ,sen de bilmedin.Yaktığında yandın,yandığında,her yandığında,her hıçkırığında yakacaksın.Bilirler.Bilmezler.Bilirler.

Bilen bi kendini bilmez belki,bilmeyen bi seni bilmez.Sen binlerce yıldır durdun,sevdin,kucakladın.Vicdanın senin kafanın,vicdanın senin kalbinin,vicdanın senin gözlerinin yanındaydı.Hep solunda, hep sağında, hep her hücrende tuttun gerçek olanı,insan dedin,bir evlat dedin,Tanrı'nın yansıması dedin,insana sarıldın ,toprağa,ağaca,çocuguna,kendine sarıldın.Yetmedi kadın,dünyaya sarıldın,kocaman göbeğinle yüzyıllara gebe kaldın,kan içinde,gırtlağını parçalayan çığlıkların içinde doğuruverdin kocaman dünyayı,Baktılar ki kan içinde,sımsıcak dünya bir kadının bacak arasında. Nasıl bir ışıktır,nasıl bir ateştir diye şeytan geldi,melek geldi ak kanadı sırtında,insan geldi,toprak geldi,ağaç geldi,geyik geldi,kurt geldi,kuş geldi. Baktılar sıcak,kanlı,sana göbeğinden bağlı dünyaya.Sonra bir erkek geldi,tam da ''anadan'' doğma,erkek olduğu her halinden belli,bakışları keskin,duruşu güçlü,sözleri mert,öyle bir erdemli ve neden(?) elinde bıçak! Erkek olduğu her halinden belli olan insanoğlu,elinde bıçak ,elinde balta,elinde zehir,kalbinde mühür,gözünde hırs,karşısında dünya.

Keser annenin bağını dünyayla,keser kadının bağını aklıyla,kalbiyle,ateşiyle,ışığıyla.

Kırar,kanatır,yaralar,yetmezse yettirir,sen yeter diyene kadar,ama hiç yetmez canım kadın.Senin bin yıldır sürünerek aldığın o yolun tozunu sana kusturana kadar sırtına basar,kalbine basar,kadınlığına basar.En dünya yanına basar,en hayat yanına basar ki kuyruğunu kıpırdatsan başın kalmasın.
,

Sen bugün bağır çağır ağladıysan sabaha dek,bilirsin yine de ne ilktir ne son.Bin yıllardır süren kadınlığının sürüncemeli hak yeri,tam da kadınlığının bir perde ,bir adım gerisindeki gölgesinde durur.Sahip çıkmaktan vazgeçme,bugün olmazsa yarın,bana olmazsa ,sana.Bir gün,dünyayı doğurduğunu görenler,elindeki bıçakları atıp gülümseyerek yaklaşırlarsa eğer,eğer ki öldürmezlerse seni,eğer ki çirkef sularıyla seni yıkayıp,öpüp kirletmezlerse,seni de onlardan yapmazlarsa,eğer ki sen dayanırsan,güneşte göğsündedir,onu da sunarsın bir gün.
Sun tabi, sen onlara bakma benim canım kadınlığım.


banu

1 yorum: