31 Aralık 2013 Salı

Bir empatiniz varsa,alırım

   Bir kitabın, bir film senaryosunun ‘’iyi’’ olabilmesi için sanırım insanları ‘’ben olsam ne yapardım?Ben olsam asla böyle bir hata yapmazdım veya ben de aynı riske girerdim vs.’’ gibi düşüncelere sevk etmesi gerekiyor; çünkü izlediğimiz ya da okuduğumuz karakterlerle özdeşleşmek hoşumuza gidiyor,onun aptallıklarına kızmak ‘’ben asla bu kadar aptal değilim’’diyerek gururumuzu okşamak,beğenilen karakteri örnek almak ve kafamızda yeni kapıların açıldığına sevinmeye ihtiyacımız var.

   Fakat gerçek hayatta,sanal karakterlerle kolayca kurabildiğimiz bu empatiyi gerçekte tanık olduğumuz veya iletişimde olduğumuz insanlarla kurmakta bu kadar başarılı değiliz.İkilemleri sevmiyor,tehlikelerden korkuyoruz,biri birazcık huzurumuzu kaçırsa onu öfkeyle hayatımızdan kovuyoruz.Sorsan herkes mücadeleci,sorsan herkes adrenalin meraklısı,heyecan ve tutku için yanıp tutuşan insanlar.Üzgünüm,sizden daha üzgünüm ki her biriniz bu değilsiniz.

   Burda aslında üç tavır ortaya çıkıyor ki şöyle; film,kitap,tarih,tiyatro karakterlerine tutunup,onlarla etkileşiminden müthiş keyif alıp yine kendini ‘’dış dünya’’(düş dünyasından olmayan) ile mesafeli tutup,yoğun empati mesailerine hayali karakterlerle devam edenler. İkinci olarak hayali karakter,kurgu,düş dünyası,sanat ve benzeri kavramlarla yakın teması sevmeyen dış dünyaların insanları. Son olarak düş ve gerçeğin dengesini aralarına akıl,fikir duygu ve izandan oluşan bir köprü kurabilen; ‘’içeride’’ kahramanlarının türlü maceralarıyla egzersiz yapıp bunu dışarıya belki de ‘’eğitilmiş’’ diyebileceğimiz halde yansıtıp yaşayanlar.
   
   Tüm bunlardan sonra şunu diyebilir miyiz?
   Sanattan,düşten,kurgudan korkmayan, uzak durmayan insanların, daha doğrusu sanatı hayattan koparmadan,suyla şekeri karıştırıp içer gibi faydalananların empatiye,anlayışa,aydınlığa müsait fikir kapılarına sahip olduğu ve bu insanların empatiyle birlikte yanında bedavaya verilen iyi iletişim becerilerine yetkin oldukları.
Ve dahi elbette diğer yandan empati yoksunlarına, aslında gözlerimizi biraz kısıp daha dikkatli bakarsak,sanattan ne denli uzak olduklarını görebileceğimizi.

Diyebilir miyiz ?


-Banu-